Jasmine
Blue Jasmine
Woody
Allen’ın yazıp yönettiği, kadrosunda Cate Blanchett, Alec Baldwin, Sally
Hawkins’in yer aldığı Blue Jasmine, New York’daki elit yaşamını bırakarak San
Fransisco’da kız kardeşinin yanına yaşamaya gelen bir kadının kendi ayakları
üzerinde durma çabasını anlatıyor.
Vogue Türkiye Şubat 2014
sayısında yer alan Jonathan Van Meter’in Cate Blanchett ile yaptığı röportajda,
David Letterman bu karakterden bahsederken “90 dakika boyunca boynunuzu sıkıyor
gibi hissediyorsunuz”diyor. Okurken bir anlam ifade etmeyen bu cümlenin, filmi
izlerken ne kadar doğru bir yorum
olduğunu anlıyoruz.
Jasmine,
küçük -orta –hatta büyük çaplarda sürekli sinir krizleri geçiren, kendi hayatını
kurmak için çabalayan ama bir önceki hayatından ödün vermeyi kabullenemeyen,
ulaşılabilir gerçekliklerdense, ulaşmakta zorlanacağı hayalleri kovalayan bir
kadın. Yetersizliğinden çıldıran Jasmine, kendini daha iyiye layık görmeyen
birinin aza kanaat getirmesine tahammül edemiyor.
Jasmine
sosyeteye kendini kabul ettirmiş olsa da iş kendi ayakları üstünde durmaya gelince çok başarılı değil ne yazık ki.
Filmde sürekli üniversiteyi yarıda bıraktığından yakınıyor. Ve
üniversiteye geri dönmeye karar veriyor. Yeterince kararlı, sabırlı ve paralı
olmadığından, vazgeçerek (lisansını internetten alacağı) bir dekoratör olmak
istiyor –bu da onun için yeterince elit bir meslek. Hayallerini gerçekleştirmek
için sınıfına uygun olmadığını düşündüğü bir işe giriyor. Karşılaştığı
zorluklara daha fazla tahammül edemeyince de işi bırakıyor ve yeni bir iş
bulmak yerine, yine bir erkeğin
sağlayacağı lüks hayatı tercih ediyor.
Herkese
yeni bir hayat istediğinden bahsederken, aslında hep o geride bıraktığı hayatın
daha iyi bir alternatifini yaratıyor. Yeni Jasmine’i bunun üzerine kurmaya
çalışıyor.
Cate
Blachett “Hepimizin tanıdığı biri Jasmine”diyor. “Yüzlerindeki maskeyle altındaki gerçek
arasında oluşan bir çatlaktan tanıyabildiğiniz kadınlar. Tabii tanımanıza izin
verirlerse. Ya da tam anlamıyla çöküp size ihtiyaç duyuyorlarsa. Jasmine aslında
lüks içinde doğmuş değil, kendini çok iyi yetiştirmiş biri, hatta
yapılandırmış. Konuşma şeklini, davranışlarını kendisi yaratmış, aslında her
şey göz boyama ancak kendisi de bu sanrıya kapılmış biri. İnsanlar bana o
karakteri sevmeseler de anlayabildiklerini söylüyorlar, sanırım o karaktere
gizli bir hayranlık var bu ifadelerde ve beni çok mutlu ediyor. Neticede hepimiz
az ya da çok böyle değil miyiz? Gerçekten iddia ettiğimiz kişiler değiliz ki.”
Herkes
daha iyi bir yaşam ister, ancak çoğu kimse Jasmine’in durumuna düşmeyi göze
alamaz. Gerçek ismi Jeanette olmasına
rağmen, daha sofistike bulduğu Jasmine ismini alan bir kadından bahsediyoruz. Cate Blanchett’in söylediği gibi, Jasmine
kendini yapılandırmış biri.
Jonathan Van Meter, Woody Allen'a filmin çekimleri sırasında Blanchett'ın performansının sinema tarihine geçecek denli olağanüstü olduğunu fark edip etmediğini sorduğunda "Senaryonun her gün bu şekilde yorumlanıyor olması heyecan vericiydi ancak montaj sırasında seyrettiklerim beni adeta büyüledi"diyor.
Film
kabaca Tenessee Williams’ın “A Streetcar Named Desire”dan esinlenilmiş.
Kostüm tasarımcısı Suzy Benzinger'in Jasmine gibi Prada'lara Hermes'lere düşkün bir kadını giydirmek için oldukça düşük olan 35.000 dolarlık bir bütçeyle çalışmak durumunda kalmış, kıyafetlerin çoğunun ödünç olduğundan bahsedebiliriz zira bir Hermes'in binlerce dolar olduğunu düşünürsek.
Filmin
ismi, Jasmine’in geçmişi yaşadığı zamanlarda bahsettiği üzere Blue Moon isimli
parçadan geliyor. Buyrun:
Blue
Jasmine’in 35 adaylığı, 27 ödülü var.
Akademi
Ödülleri’ne en iyi kadın oyuncu, en iyi yardımcı kadın oyuncu, en iyi senaryo
olmak üzere 3 dalda aday gösterildi. en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandı.
Golden
Globes’a 2 dalda aday gösterildi, en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandı.
BAFTA’ya
3 dalda aday gösterildi, en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandı.
B. & D.
B. & D.