20 Aralık 2014 Cumartesi

The Young Victoria

2009 yapımı filmimiz Kraliçe Victoria'nın ilk dönemlerini ve Prens Albert'la ilişkisini anlatıyor. Filmin oyuncu kadrosunda Emily Blunt, Rupert Friend, Paul Bettany bulunmakta. Yönetmenliğini Jean Marc Vallée yapmış.
Yine bir gün kamilkoçtayım. Gerçekten artık benim için böyle oldu, yolda da film izlenmezse zaman geçmiyor. Fakat öyle artık otobüslerde tv var oh ne güzel teknoloji diyemiyoruz. Zira filmler bir harika(!). Diğer seçenekler arasında bunun yine gideri vardı az. Zaten imdb puanına da baktım, 7.3 neden vermişler diye sordum. Hala da soruyorum.
Emily’i seviyormuşum, arkadaşım öyle diyor ben farkında değilim. Kadının öyle bir hoşluğu çekiciliği var kaptırmışım demek ki. Zaten filmi de izlettiren yine bu kadın ve kıyafetleri onun dışında filmde hiç bir olay yok. Bir entrika mı arıyorsunuz? İngiliz kraliyet ailesi diyince akla gelen o dimi? Hayır o da yok, yani olan doz kesmiyor. Bu kızcağızımız -ki en uzun dönemli ingiliz hükümdarı oluyor- küçüklüğünden beri uyanık akıllı bir kız yani tutup da, kızımm naptınn sen yaaa, diye babanne modunda iç çekemiyorsunuz. Genelde izlerken bu kadar gerizekalı olabilir mi diye güya filmlere sinir oluyoruz ya, sen de fazla aklıbaşında çıktın, sıkıldım.
Kesmiyor dostum beni bu filmler. Ha bir de hakkını yemeyelim dekorlar falan bir şahaneydi, ama artık bu döneme ait filmler o kadar bol ki, evimdeki dandik vazoyu görmüşcesine duyarsızlaştım. Bana başka şeyler lazım ama siz allı pulu kürklü varaklı şeyler arıyorum diyorsanız iyi bir görsel var size.
İyi seyirler...
D.

Season of Witch

2011 yapımı Season of Witch filminin yönetmen koltuğunda Dominic Sena oturuyor ve başrollerinde Nicolas Cage ve Ron Perlman var.
Bir kamilkoç filminde buluştuk. Season of Witch demişler ama Season of Shit gibi olmuş. Tabii kalitesiz filmler olacak da bu adam (Nicolas) niye hepsinde son zamanlarda boy göstermiş, o bir soru işareti. Zaten çok sevilen bir adam değil ama belli bir kariyeri var neden buralarda oynuyor parasız da değil... dimi? Bir de Ghost Rider diye bir seri var tamamen bana kendimi sorgulatıyor. Bu seri de kamilkoçta yine yer almakta, yani filmden ümidi kesebiliriz.
Film bize girmeleriyle başlıyor, Edremit Körfezi'nde gözüküyoruz uzaktan. Haçlı seferlerinde yer alan iki şovalyenin çok öldürdük, yetti gari, dayanamıorum ben, deyip kendini yollara vurmasıyla ilerliyor. Bu iki şovalyenin başına bir şeyler geliyor ve suçlu durumuna düşüyorlar, bundan kurtulmak için de kiliseyle bir anlaşma yapıyorlar ve olaylar heeycanlanıyor. -Gerçekten mi? Tabii ki hayır, Exorcism eğer doktoraysa bu anaokuluna erken başlayan gelişmemiş velet. Çok etkilenmişler çok. Ben bile çekerdim o kadar kötü. Üzülüyorum blog.
Fakat tek bir güzel sahne vardı o da bizim cadı bozması iblisimizin kiliseyle alakalı söyledikleriydi. Haçlı seferlerinde, Tanrının düşmanlarını öldürüyoruz mottosuyla hareket edilirken iblisin dediği ben bu kadar insanı cehenneme göndermeyi başaramamıştım lafı süperdi.
Göndermeler yer yer çok hoş ama etkileyici değildi. Bir kaç tane iyi laf koymakla film olmuyor yani.
D.