4 Nisan 2014 Cuma

Limitless

Alan Glynn'in "The Dark Fields" adlı romanından uyarlanan filmin yönetmen koltuğunda Neil Burger oturuyor ve senaryosu Leslie Dixon tarafından yazıldı.  Filmin başrollerinde Bradley Cooper, Anna Friel ve Robert De Niro oynuyor. Film, tesadüf eseri eline beyni yüzde yüz kullanım kapasitesine eriştiren bir hap geçen Eddie Morra'nın (Bradley Cooper) yazar olmaya çalışırken, finans uzmanı haline gelişini ve gelişen olayları konu alıyor.
Film konu itibariyle güzel. Hepimiz beynimizin tüm gri hücrelerini kusursuzca çalıştıracak bir hapın hayallerini kurmuşuzdur. Daha fazla beyin kıvrımı, fotoğrafik bir hafıza, enerji ve güç hepimizi cezbeder. Geçmişte görüp de önemsemediğimiz tüm ayrıntıları hatırlamak ve yorumlama kabiliyeti işimize gelir.  Böyle bir senaryoyu yazmak için de, senarist en azından bu hap çıkana kadar beklemeliydi. Hapı aldığında dört haneli IQ seviyesine ulaşan bir adamın yaptığı yanlışlar seyircinin IQ seviyesine hakaret niteliğinde. Zira –öldürmek istemiyorum ama- senaryo bu kadar güzel bir konuya olmamış. Senariste çabalarından ötürü teşekkür ederiz.
Yönetmen Snatch efsanesini yakalamak istemiş, lakin bir an animasyon izliyorum sandım. Adamımız ne kadar görüntü oyunu bulduysa hepsini ardarda gözümüze sokuyor. Film hızlı gidiyor sanıyorsunuz ama oldukça yavaş ilerliyor. Gereksiz oyunlar da cabası...
De Niro’yu, Milli Eğitim memuru tiplemesiyle arz-ı endam eylese de, görmek her zaman ki gibi güzeldi. De Niro ve Bradley Cooper’ın son sahnesi, aceleye getirilmiş gibi dursa da, şaşırtıcıydı.
Şimdi yiğidi öldürüp hakkını vermemek olmaz. Filmin müzikleri güzeldi. Buyrun:





Filmin bir ödülü (ASCAP ödülleri) altı adaylığı bulunmakta.
B. & D.